-
1 aklından zoru olmak
чо́кнуться -
2 aklından zoru olmak
have bats in the belfry -
3 aklından zoru olmak
to have bats in the belfry, to have queer ideas -
4 zor
1. adj schwer, schwierig, anstrengend2. subst Schwierigkeit f, Anstrengung f; Zwang m, Notwendigkeit f; Gewalt f; fam Leiden n;zor kullanmak Gewalt anwenden;zor oyunu bozar das ist eben höhere Gewalt;zora binmek zur Gewalt greifen;zora gelememek keinen Druck ertragen können;-den zoru olmak leiden an D;-in aklından zoru olmak fam nicht richtig ticken;zorun ne? was hast du?, was fehlt dir?;3. adv (nur) mit Mühe; erst (heute); int (wohl) kaum! (wirst du es schaffen);zoru zoruna mit Mühe und Not -
5 akıl
ра́зум (м) ум (м)* * *выпад. -klı1) ум, ра́зумaklı başka yerde — его́ голова́ за́нята други́м
2) па́мятьaklından çıkarmamak — не забыва́ть, держа́ть в голове́
adı aklımda kalmadı — его́ и́мя вы́скочило у меня́ из головы́
3) сове́тakıl almak — получи́ть сове́т
akıl danışmak — сове́товаться
akıl vermek — посове́товать, пода́ть мысль
••akıl için tarik / yol birdir — погов. у разу́мных то́лько оди́н путь
akıl para ile satılmaz — погов. ум за де́ньги не ку́пишь
akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış / beğenmiş — посл. ка́ждый счита́ет себя́ умне́е други́х
akıl yaşta değil, baştadır — погов. му́дрость в голове́, а не в бороде́
akıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
akıl akıldan üstündür — погов. ум хорошо́, а два - лу́чше
- bunu aklım almıyorakıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
- akıl almaz
- aklı başında
- aklı başında olmamak
- aklı başında değil
- aklı başından gitmek
- aklını başına almak
- aklını başına toplamak
- aklını başına devşirmek
- aklını başka yere vermek
- aklını bozmak
- aklını çalmak - aklı dağılıyor
- aklım duruyor
- akıllara durgunluk vermek
- aklına düşmek
- akıl erdirmemek
- bu işe aklım erdirmiyor - aklı fikri... de
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklı gitti
- akıl hastalığı
- akla hayale gelmez
- aklını kaçırmak
- aklını oynatmak
- akıl kârı değil
- aklı kesmek
- akıl öğretmek
- aklını peynir ekmekle yemiş
- aklına sığmamak
- akla sığmaz
- aklını şaşırmak
- aklı şaşmak
- aklı takılmak
- aklının terazisi bozuldu
- aklına uymak
- aklına yelken etmek
- aklı yerinde değil
- aklı zıvanadan çıkmak
- aklından zoru olmak -
6 zor
1. trouble, difficulty, worry, problem: Hiçbir zoru yok. He´s got nothing troubling him. 2. bodily ailment or disorder: Zekâvet´in aklından zoru var galiba. It looks like Zekâvet´s touched in the head. Hilmi´nin midesinden zoru var. Hilmi´s got a stomach complaint. 3. compulsion, constraint, obligation, necessity: Bunu yapmak zorunda değilim. I´m not obliged to do this. Ne zorun vardı bunu yapmaya? What made you feel obliged to do this? 4. physical violence or the threat of physical violence, force: Zoru görünce direnmekten vazgeçti. When threatened with force he stopped holding out. Beni zor kullanmaya mecbur etme! Don´t make me use force! 5. pressure, coercion (exerted upon a person´s mind): Onları ancak zor kullanarak hizaya getirebilirsin. The only way you can get them to fall into line is to pressure them. 6. difficult, hard. 7. with difficulty. 8. barely, just. Z-! You´re going to have some trouble doing that! (often said tauntingly). -la 1. by force, by main force. 2. by exerting pressure. - bela 1. with great difficulty, with the greatest of difficulty. 2. just barely. -unda bırakmak /ı/ to leave (someone) no choice but (to do something). -a dağlar dayanmaz. proverb Even the mighty yield when threatened with violence. -a düşmek to get in a difficult position, get in a tight spot, get in a bind. -a gelememek to be unable to stand stress, be unable to endure pressure. - gelmek /a/ (for something) to be difficult for (someone). -la güzellik olmaz. proverb If you try to bring something about by force, the results will be unsatisfactory. -unda kalmak to be left no choice but (to do something). -a koşmak /ı/ to make things difficult for (someone), make difficulties for (someone). - kullanmak to use force. -un ne? What´s making you (do something)?: Zorun ne ki beni öyle sorguya çekiyorsun? What´s making you give me the third degree like this? -unda olmak to have to, be obliged to (do something). - yaparsın! You´re going to have some trouble doing that (often said tauntingly). - zar see zar zor. -/-u zoruna 1. with very great difficulty, with the greatest of difficulty. 2. just barely.
См. также в других словарях:
aklından zoru olmak — koşulların gerektirdiği gibi davranmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük